10 Eylül 2011 Cumartesi

Rüzgârdan Koruyarak Yaktığım Mumlarımın RüZGaR’la Biten Dilekleri

Bir varmış bir yokmuuş.. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde İstanbul adlı kentte bir kız yaşarmış. Bu kız, büyüdüğünü bir türlü idrak edemediği için evli, çocuklu ve neredeyse 30 yaşında olmasına rağmen kendisinden hala “kız” diye bahsedermiş. Ne deseymiş yani “… bir kadın yaşarmış .” mı!?
İşte bu kız, çok az insanın mutlu olabildiği bir dünyada yakaladığı tüm mutlu anlar için hayata teşekkür edip güzel dilekler dileyerek uyurmuş her gece… Sevgi dolu, gerçek bir yuvada dünyaya geldiği ve bu yuvayı oluşturan anne babası hayatta ve sağlıklı olduğu için başlarmış teşekküre… sonra kardeşini düşünürmüş, çocukken adının anlamı sorulduğunda o küçük ve zayıf haline inat “güç-lü erkek” diyen Berker’inin hayatında gerçek bir güç olduğuna bir kez daha inanırmış her gece…
Sonra yanında uyuyan hayatdaşına bakar ta yürekten iyi ki dermiş… iyi ki varsın, yanımdasın, benimsin ve benimlesin… başka hangi yürek bu kadar doldururdu yüreğimi, hangi ruh tamamlardı ruhumu ve başka hangi eli bu kadar sıkı tutabilirdim şu hayat yolunda yoldaş diye… ve hemen ardından hayatdaşı sayesinde hayatına katılan ikinci ailesini düşünür, soyadlarını gururla taşıdığı bu sıcak aile için de sağlık ve birliktelik dilermiş.
Dostlarını düşünmeye başlarmış daha sonra. Daha ortaokul yıllarında sıralara kazıdığı FBS harflerinin F’sinden başlar, “dostum” dediği her canını ayrı ayrı geçirirmiş aklından.. Onlarla ne kadar güçlü, ne kadar güvende olduğunu hisseder her biri kendi hayat telaşında olan tüm dostları için sağlık mutluluk dilermiş ayrı ayrı…
Kalabalık bir sülalenin kalabalık bir ailesine dâhil olduğu için mutlu olur; bu aileden tüm kan bağlarından bağımsız tutup seçerek gönül heybesinde taşıdığı, adına genel olarak “kuzenler” dediği ve çevresinde sık sık özenilen kuzen kafilesini düşünür bu mozaik grup için iyi ki de varlar renk değil rengarenkler benim için diye bir teşekkür daha yollarmış hayata.
Sonra hayatın bir yerlerde bir şekilde karşısına çıkardığı, belki bir sohbet belki bir dertleşme belki bir yardım belki bir incelik belki de sadece koca bir gülümsemeyle hayatına değer katan, onu zenginleştiren belki bir arkadaş belki bir komşu belki sadece uzaktan bir akraba olan herkese sevdikleriyle geçecek sağlıklı ve mutlu bir ömür dilermiş.
Vee koca bir nefes alır; o ana kadar düşündüğü, dilediği her şeyi ve herkesi bir kenara koyar; yan odada uyuyan hayatına dağ gibi güç, dalga gibi neşe, ninni gibi huzur ve gün be gün artan sonsuz bir sevgi salan RüZGaR’ı için hem teşekkür eder hem de bildiği tüm iyi dilekleri sıralarmış… Hayat isteyen ve hazır olan her aileye yaşatsın bu duyguyu dermiş bastıra bastıra…
Sonunda her an bir mızırdama ile kesilebilecek uykusuna dalarmış bedeninin yorgunluğuna aldırmadan… Çünkü yüreği dolu ve mutluymuş.
İşte buuuuu kııızzz 29 sene önce bugün doğmuuuuş, babası da adını Berfu koymuş…