20 Nisan 2012 Cuma

100 Çocuk, 100 Gülücük, 100 Umut daha...


Bir gün bir hayal kurduk biz.. 
önce "keşke"li cümleler kurduk... sonra dedik neden bu keşke'ler "iyi ki" olmasın.. koyduk yüreğimizdekileri bir mektuba, bağladık sevgi güvercinin bileğine gönderdik gönül postasıyla... mektuplar yerlerine ulaştı onlarca büyük el, minik eller için uğraştı... yazıldı mektuplar, yapıldı paketler... yeni yıl kapıdayken ısındı yürekler...
birkaç ay girdi araya sıra geldi 23 Nisan'a.. "çocuk demek umut demektir" demiştik ilkinde şimdi de "umut demek çocuk demektir" dedik... madem ki umudumuzu yitirmedik güzel günler görmek için o halde şimdi de paketler Çocuk Bayramı için..... dedik ve yine bir mektup gönderdik gönül postasıyla... mektubumuz kapıda karşılandı, yeni dostlar da aramıza katıldı...

Evet Sevgili Dostlarım,
23 Nisan için ikinci bir organizasyon hazırlığında olduğumu sizlerle paylaşmıştım... Birkaç hafta önce elimde 100 kişilik yeni bir liste ve birkaç acaba ile başına oturduğum bu bilgisayarın başına şimdi yüreği umut ve mutluluk dolu biri olarak oturuyorum.. Çünkü bugün biz büyüdükçe kirlenen dünyada telli turnalar besleyen güzel insanların varlığına bir kez daha inandım...
Listemdeki çocukların abla ve ağabeyleri belli oldu önce.. Yılbaşında da paket hazırlayan dostlarımızın çoğunun yanında yeni dostlar da katıldı bu iyilik örgütlenmesine... Sonra başladık hazırlık çalışmalarına.. Sadece adı, boyu, kilosu ve ayak numarasını bildikleri küçük dostları için dünyanın en keyifli alışverişini yaptı benim büyük dostlarım...   Cenk bebeğin babası sevgili dostum Bülent sponsor oldu hepimiz için standart kutular yaptırdı. Bu kutular dağıtıldı abla ve ağabeylere...
2 sağlam takım arkadaşım vardı bu sefer desteklerini unutamayacağım.. Biri Nurhan biri Seden.. Çalıştıkları firmalarda kendileri gibi duyarlı yüreklerle ve kendi arkadaşlarıyla paylaştılar projemizi ve otuzar kutu hazırladılar bizim için.. Arkadaşlarını organize ettiler, kutuları paketlediler, onları taşıdılar teker teker... Meslektaş olmanın mutluluğunu ve gururunu yaşadığım canım öğretmen arkadaşlarım yine vardı hem de bu sefer sayıca da artarak... Kuzenlerim vardı olmazsa olmazlarım ;) Can dostlarımız, arkadaşlarımız, onların arkadaşları vardı bu sefer kendi anne babalarını kardeşlerini de kattı hatta bazıları...
 İşte bu 100 kutu, bu canlar tarafından özenle ve istekle hazırlandı..  Hediyeler kutulandı, süslendi... Uzakta olanlar hediyelerini kargo ile gönderdiler biz onlar için paketledik, süsledik.. Bizim küçük oda boşaltıldı , ee alıştı artık o da zorluk çıkarmadı sağ olsun ;) Odayı yavaş yavaş dolduran kutular Minik RüZGaR'ın her geçen gün daha da meraklanan minik ellerinden özenle korundu yine.. Son hafta neredeyse her gün okuldan eve süslü paketler taşırken komşularımızın da en az RüZGaR kadar meraklı olduğu gözlendi, içten içe eğlenildi :)) Dün gece 23.00'e kadar çalan kapımızla paketler tamamlandı..

Bütün odayı kaplayan ve tavana değen kutuların dayıcığımın minibüsü için bir hayli fazla olduğu gecenin geç saatlerinde annem ve eşimden gelen uyarılardan sonra idrak edildi.. Hacim hesaplarındaki muhteşem yeteneğim bir kez daha ispatlandı... Gece boyu farklı çözüm yolları düşünüldü ve sabahın köründe kocaman bir minibüse sahip, çocukluğumun ve mahallemizin hiç yaşlanmayan çılgın abisi Karadenizin coşkunu yüreğinde taşıyan Turgay Abimiz arandı... Tabi ki emin olduğum  samimi ve olumlu yanıt ve bunun yanında bir derin nefes alındı..

 Öğlen bizim evin önünde dayım ve Turgay Abiye ait iki ayrı minibüs ile buluşuldu, kutular taşındı yüklendi  ve okulun yolu tutuldu... Okulumuzun bir yuva gibi durduğu tepenin üstündeki bahçede Seden ve sevgili arkadaşları ile buluşuldu.. Onlar da kutularını kendilerine ait üç özel araçla getirmişlerdi.
Çocukluğumun ve ilkgençlik yıllarımın uzuuun ve zayıf kızı; liseden, voleybol takımından ve hayattan arkadaşım Gülçin Öğretmen bizi karşıladı..


Çocuklar son dersteyken fonda 23 Nisan için hazırlık yapan halk oyunları ekibinin davul zurna sesiyle ve tabi öğrencilerin desteğiyle taşıdık kutuları... Okulun öğretmenleri, idaresi bizlere çok destek oldular. Bu arada fen bilgisi öğretmeni olan arkadaşım Timur'un altına tekerlek monte ettiği çekmeli kutu da hepimiz tarafından çok beğenildi ve tasarım ödülü aldı :))


Sıcacık bakışlı, sıcacık gülüşlü Okul Müdürümüz Meral Öğretmenin odasına davet edildik sonra... Müdürlük vasfının çok üstünde duran "öğretmenlik" vasfı, duyarlı yaklaşımı ve modern duruşuna hayran kaldık.. Meral Öğretmenimiz teşekkürlerini iletti tüm dostlara biz de sevgi ve teşekkürlerimizi paylaştık... Beylikdüzü'nden yollara düşen Nurhan ve Ertan da geldiler. Sonra zil çaldı günlerden cuma olunca İstiklal Marşı için bahçede toplanıldı. Bizler de çıktık tabi ki.. Törenden sonra konferans salonuna döndük. Navigasyonunun yoldaşlığıyla Bahçeşehir'den 50 dakikada uçarak gelen Buğra da gelince ekip tamamlandı. Heyecanla bekledik çocuklarımızın salonu doldurmasını...
Aynı şaşkın bakışlar, aynı meraklı yüzler ve aynı iç ısıtan güzel yüzler.. Yine gözlerini bize diken onlarca güzel yüz... Yoklama alınıp çocuklar tamamlanınca başladım konuşmaya:

"Şimdi merak ediyorsunuz değil mi, bizi neden buraya topladılar bu paketler ne diye.. (tam tahmin ettiğiniz yanıt geldi "E-veeeeet") Önce şunu bilin ki sizler bizim için çok değerlisiniz. Adınızı, nerede oturduğunuzu, yüzlerinizi bilmesek bile sizler sadece çocuk olduğunuz için çok çok önemlisiniz... Ben Berfu. Ben de sizin öğretmenleriniz gibi öğretmenim. Ancak benim çok başka mesleklerden de arkadaşlarım var. Doktor olan var, mühendis olan var, benim gibi öğretmen olan var, farklı şirketlerde çalışanlar var.. Sizler de eğitim hayatınızı başarıyla tamamladığınızda bu mesleklerden birini yaparken çıkarsınız ileride belki bir daha karşımıza.  İşte ben ve arkadaşlarım düşündük sizleri bu kadar çok sevdiğimiz ve önemsediğimiz için ATAMIZIN sizlere armağan ettiği Çocuk Bayramını biz de sizlerle kutlamak istedik. Sizin için sürpriz hediyeler hazırlamaya karar verdik. Ne yazık ki herkes için hazırlama şansımız yoktu, 100 paket hazırlayabilecektik. Biz de okulunuzdaki herkesin adını küçük kağıtlara yazdık ve bir kutuya attık. Sonra onların içinden rastgele 100 tane isim çektik. İşte sizler, bu çekilişte çıkan şanslı çocuklarsınız. (Burada bir vaaoovvv sesi ) Sonra öğretmenleriniz bize destek oldular sizlerin boylarınızı, kilolarınızı, ayakkabı numaralarınızı bize verdiler. Biz de sizler için bu paketleri hazırladık. Çok istemelerine rağmen arkadaşlarımın hepsi bugün gelemedi. Şimdi ben ve buradaki arkadaşlarım sizlere bu paketleri vereceğiz. 
Ancak sizden üç ricam var. Birincisi kendilerini kötü hissetmesinler diye çekilişte adları çıkmayan arkadaşlarınıza bu konuşmalardan ve paketlerden bahsetmeyin, ikincisi bu paketleri evde açın, üçüncüsü de paketlerinizden çıkacak sizlere yazılmış mektuplara yanıt yazın. Bunları yapar mısınız?  ( Yine bir E-veeeet yanıtı) Size güvenebilir miyim ( Güüü-vee-ne-bilir-siniiiiiiiizz ) Tamam o zaman haydi paketleri vermeye başlayalım." dedim..
Sonra Müdürümüz Meral Öğretmen de duygularını paylaştı, hepimize teşekkür etti ve paketleri   vermeye başladık...


Buraya kadar her şeyi rahatlıkla yazabildim ancak buradan sonrakileri anlatmaya sözcükler yetmiyor... 
Görmek lazım, duymak lazım.. 
O bakışlardaki heyecanı, adlar okunurken irileşen gözleri, iki dakika önce susmayan miniğin adlar okunmaya başlayınca arkadaşlarına "şşş sessiz olun ama duyamıyoruz" şeklindeki tatlı ve komik uyarısını, paketini alıp gittikten biraz sonra geri gelen ve ablasının paketini soran miniğin bizde yarattığı paniği ve gerçeği anlayıp ablasının adının listede olmadığını söylediğimizde "aaa öyle mi bi deneyeyim dedim" anlamındaki yanıtını, o şaşkınlıklarını görmek ve duymak lazım...


en güzeli de onlara güvendiğimizde bize verdikleri sözü gerçekten tuttuklarını, biz eve dönerken onların da yollarda ellerinde "kapalı" olarak taşıdıkları paketlerde görmek lazım...

Sözcükler nasıl yetsin, bir çocuğun yüzünde güller açtıran gülümsemesini anlatmaya... 
görmek lazım..












4 yorum:

@MrandMrsSendur dedi ki...

oncelikle bu kadar guzel bir projeye bizide ortak ettiginiz icin sizlere sonsuz tesekkurlerimi sumak isterim.
anlatmis oldugunuz heycanin bir benzeride evlerimizde paketleri yaparken, icerisine alinacaklari secerken yasadik ve gozlerdeki o pariltiyi gorebilmek icin bize bu duyguyu tam manasiyla yasattiniz bunun icinde ayrica tesekkur ederim.

kalemperest dedi ki...

Sevgili İlhami,
Ben de sizlere çok teşekkür ediyor, bu paylaşımı ailenizin tüm üyeleriyle gerçekleştirdiğiniz için ayrıca kutluyorum ;) Sevgiler

kalemperest dedi ki...

Sevgili İlhami,
Ben de sizlere çok teşekkür ediyor, bu paylaşımı ailenizin tüm üyeleriyle gerçekleştirdiğiniz için ayrıca kutluyorum ;) Sevgiler

Adsız dedi ki...

Gözlerim doldu... Tüm emek verenlerin ellerine kollarına sağlık.