18 Nisan 2012 Çarşamba

İyi ki Doğdun Küçüğüm (!)

Hayata dair hatırladığım ilk şey:

Ümraniye Endüstri Meslek Lisesi Lojmanındaki evimizdeyiz... Sokağın başını gören köşe odadayız. Babam, bir merdivenin üzerinde duvar kağıdı ya da boya yapıyor. Camlardaki tül perde çıkarılmış (muhtemelen yıkanıyor), hava güneşli... Annem, normalden baya bir şişman... İkisi de gülerek ve dikkatle yüzüme bakarak "yakında bir kardeşim olacağını" söylüyorlar... lojman bahçesinde fırtına yaratan tek kişilik çeteme yeni bir üye geliyor demek... "Ben" olmaktan çıkıp "Biz" oluyorum... çok ama çok mutluyum...
Bunu anneme anlattığımda hatırlaman imkansız henüz iki buçuk yaşındaydın diyor.. ama ben hatırlıyorum... her ayrıntıyı ince ince anlatıyorum, şaşırıyorlar.. çok eminim, çünkü çok mutlu olmuştum...
Arayı hatırlamıyorum.. Zihnimdeki ikinci sahne babaannemin evi...Annem de babam da yok.. Hastanedeler, kardeşim gelmiş... Beni babaanneme bırakmışlar. Televizyondaki kadını annem zannedip "Aaa annem!" diye bağırıyorum, gülüyorlar.. Annem de babam da yok.. Yalnızım.. 
ve üçüncü sahne... uzun koridorlu bir hastane (Validebağ Öğretmenler Hastanesi)... Babam, bir demet çiçek vermiş elime, bunu annene ver odaya girince, diyor.. Odaya koşarak giriyorum.. Annem yatakta uzanmış kucağında bir bebek var, kardeşim... çok ama çok, çok mutluyum...


İşte hayatımın "ilk" en önemli olayı 27 yıl önce bugün gerçekleşti ve kardeşim dünyaya geldi.. O günden beri asla yalnız olmadım... yalnız kalmadım... 
Hayatta sadece bana ait olan ve sonsuza kadar da öyle kalacak olan tek şeydi "Berker"... annemi, babamı, kuzenlerimi, arkadaşlarımı ya başkalarıyla ya da Berker'le paylaşıyordum ama Berker sadece benim kardeşimdi... ben de sadece onun ablası... 
Çocukluğumdan kalan bu duygu öyle bir yerleşmiştir ki yüreğime konu Berker olunca hemen devreye girer ablalığım... kimi zaman sevmek kimi zaman dövmek için :) onu dövme hakkını da sadece kendime veririm başka birinin söyleyeceği ufacık olumsuz bir sözde bile pençelerimi sallarım hemen :) çocukken çok kavga ederdik bir dönem özellikle ilköğretim çağında.. O yıllarda birbirimize girince ben ondan güçlü olduğum için ona vuramaz farklı işkence yolları bulur, sözle saldırır delirtirdim onu. O da güçsüzlüğüne sinirlenir o sakar sol eli ve bacağıyla savururdu tekme ve yumruklarını.. Sonra birkaç yıl geçti, boyu beni hızla geçen kardeşimin kolları da sesi gibi kalınlaşmaya başladı ve gün geldi baktım o bana vuramıyor sözle saldırıyor ben yumruk tekme savuruyorum.. anladım ki artık o güçlenmiş ve ben onun yanında çok güçsüz kalmışım..
İşte o güçlü olmaya başladığı yıllardan itibaren azalmaya başladı kavgalarımız.. sonra ben üniversite yollarına düşüp evden ilk ayrılışımı yaşadığımda en çok özlediğim oldu Berker...ve her geçen yıl rollerimiz değişti.. ben onu okula götürüp beslenme çantasını suluğunu toplarlayanken artık o beni arabayla sağa sola götüren, gece bir yerlerden almaya gelen oldu... bazen ben abla oldum bazen o abi oldu... büyüdükçe aramızdaki iki buçuk yaş eridi gitti...

"kardeş" başka bir şeydir.. bitmeyen, tükenmeyen.. dünyanın en özel paydaşlığı.. en başka kaygısı.. en eski sevgisi.. "kardeş" başka bir şeydir.. en sevdiklerini, en içten, en masum sevdiklerini bu yüzden "kardeşim gibidir" diye tanımlar insanoğlu, kimseler "kardeşin gibi" olamasa da...  sadece çocuğu olunca yüreğindeki sırayı değiştirir insan.. anca o zaman biraz daha büyümüş görür küçük kardeşini, birazcık...

Canım Annem ve Canım Babam,
Bana dünyanın en başka yuvasında sevgi içinde birlikte büyüdüğüm kardeşimi verdiğiniz için önce size çok teşekkür ederim. Umarım ben de Rüzgar'ıma aynı duyguları yaşatacak bir kardeş verme gücünü kendimde bulacağım..












ve Biricik  Kardeşim, Berkerim...
27 yıl önce bugün doğarak beni dünyanın en mutlu çocuğu yapmıştın.. Bugün de varlığınla hayatımı renklendiriyor ve anlamlandırıyorsun... Yeni yaşın kutlu olsun.. Hayat sana tüm güzellikleri yüreğinin beyazlığında sunsun.. Seninle çok güçlüyüm, her zaman yanındayım... 
İyi ki varsın ve iyi ki benim kardeşimsin.. 
Seni Çok Seviyorum 
DADİ ....  ;)


8 yorum:

Unknown dedi ki...

mutlaka bir kitap yazmalısınız, yazmalısınız ki ben çevirip çevirip okumalıyımmm. harikasınız.

kalemperest dedi ki...

Sevgi atölyesi, ne güzel yazmışsınız çok mutlu oldum.. bence siz de İstanbul'a bir dükkan açmalısınız ben de her gün uğramalıyım:))

Alev Özkan dedi ki...

yine çok güzel yazmışsın.. inanmazsın ama gözyaşlarımı tutamadım.. zaten sulu gözlüyümdür :)bi de üstüne senin bu güzel anlatımın.. inşallah benim kızlarım da (arası tam 2.5yaş ) sizlerin gibi güzel abla kardeşliği olur... sevgiler...

kalemperest dedi ki...

Sevgili Alev Özkan, yazdıklarımı kendi gönül gözünle okuduğun için duygularımı anladın ve ağladın eminim.. Kızlarının yaş farkı ise süpermiş, çok iyi iki kardeş ve iki arkadaş olacaklarından eminim.. Üçünüzü de öptüm, sevgiler..

Adsız dedi ki...

Benim de bir erkek kardeşim var ve çok duygulandım ben de...:))

NiLaY dedi ki...

Ağlıyorum dememe gerek var mı bilmiyorum ama yine ağlıyorum :) allah sizi ayırmasın sağlıkla ve mutlulukla uzun bir ömür boyunca birlikte olun, bu güzel kardeşliğinizin en yakın şahitlerinden biri olarak maşallah diyorum ve Berkercimmmm doğumgününü kutluyorum :)

turkuaz kıyılar dedi ki...

Çok duygulandım,Allah sizi hiç ayırmasın...kardeş bambaşkadır haklısın, anne ve baba tarafından bir çocuğa verilecek en önemli hediyedir. ..Acınla yüreği aynı şekilde yanan, mutluluğunla yüreği kanatlanandır...
Nice güzel yaşlar,güzel bir ömür diliyorum...

kalemperest dedi ki...

güzel yorumlarınıza ve dileklerinize çok teşekkür ederim.. Çocuklarımızı kardeşsiz bırakmayalım diyorum ;)