14 Kasım 2016 Pazartesi

İyi ki Doğdun Babam...


Baba..
Anlamlı her kelimenin bir açıklaması var sözlükte. "Baba" için şöyle yazmış TDK: "Çocuğun dünyaya gelmesinde etken olan erkek / çocuğu olan erkek"...
Ne kadar yavan, ne kadar uzak benim tanımıma...
Baba ne mi demek?
Beş duyu organından bağımsız orada olan demek en başta.. Göremediğin yerde gözünün önünde, duyamadığın yerde sesi kulağında, tadamadığın yerde tadı damağında, koklayamadığın yerde kokusu burnunda, dokunamadığın yerde eli omzunda demek...
Cesaret, demek baba.. Karşındaki kim olursa olsun ben asla yalnız değilim ve korkmuyorum demek..
Gel, demek baba... Üzülünce, sevinince, korkunca, heyecanlanınca, yorulunca "gel" demek; iki eli kanda  olsa geleceğini bilerek...
Keyif, demek baba... Rakı kadehinde, dönülmez akşamın ufkunda, fosforlu cevriyede, etek sarıda, tavla zarında, yaz bahçelerinde dedikoduda, pistlerde dansta..
Kavga, demek baba... Hep senin için edilen kavgalarda...
Aşk, demek baba... Ona güzel gözükmek, dizinde uyumak, hep çok yakışıklı bulmak fotoğraflarda..
Sanat, demek baba.. Şiir demek, roman demek, müzik demek, tiyatro demek, Nazım demek, Gorki demek, Zülfü demek...
Sohbet, demek baba... saati unutup gecelerce...
Gülmek, demek baba.. göz göze gelip gözünden yaş gelene kadar gülmek demek...
Evlat, demek baba.. evlat sahibi olduğunda, ondan izlerle büyütmek demek...
Anne, demek baba.. onları birbirinden hiç ayırmadığın, yeri gelince birbirinin yerine geçebildikleri için en çok da...

Zaman, ne demek peki?
Ne takvimden yaprak koparmak, ne saatlerin arasında sıkışıp kalmak, başta kendin daha sonra sevdiklerin için "an"lar yakalamak, "anılar" depolamak demek.. Hatırda kalmak, anlam katmak, iz bırakmak demek...


Benim babam, benim zaman tanımıma göre dolu dolu geçirdiği 60 seneyi bugün tamamladı... 
Yeni anlara, yeni anılara yelken açtı...
Bize de dolu dolu, kalbimizin en ortasında gelerek "İyi ki varsın, İyi ki bizim babamızsın. Seni çok seviyoruz" demek kaldı..

İYİ Kİ DOĞDUN KAHVERENGİ GÖZLÜ DEVİM...