26 Şubat 2017 Pazar

RüZGaR 7 Yaşında...


"İlk" ne heyecanlı bir şeydir... ne büyük acemilik... sen benim "ilk"im, en büyük acemiliğim... 
bir omuz havada kucakladığım, bakarken titrediğim... 
ne çok şey öğrettin bana 7 yılda, ne çok duygu yaşattın... 
ilk adımında,  ilk dişinde, ilk "anne" deyişinde, ilk  ilk pedal çevirişinde, ilk okumanda, ilk kulacında, ilk ateşlenmende, ilk düşüşünde, ilk yara kabuğunda, ilk ayrılışımızda...


Sen son 7 yıldır değil, ben var olduğumdan beri hep vardın, sensiz bir günüm olmamış gibi...



Aşkımızı somutlarcasına dünyaya gelişini, mutluluk gözyaşlarıyla karşıladığımız Rüzgar'ım... ruhumun sol kanadı... oğlum...
İyi ki doğdun
Seni senin deyiminle uzay kadar çok seviyorum...

14 Şubat 2017 Salı

Bugün AŞK'tan Söz Edilecekse...


Bugün "aşk" tan söz edilecekse ilk aşkımdır O... Beni acemice kucaklayan, elimi bir daha hiç bırakmayacak kadar sıkı tutan ilk erkektir. Dünya ne kadar güvensiz olursa olsun yanında hep güvende olduğumdur o. Beni ilk güzel bulan, hep güzel bulan en yakışıklı erkektir. Saçının beyazı, gözünün kırışığı bir şarabın mayası gibi daha da yakışıklı yapmıştır onu yıllar içinde. 
Bugün "sevgi"den söz edilecekse ilk sevgilimdir O... Baş başa tiyatroya, sinemaya gittiğim ilk erkektir. Benim için şiir yazan, karadutum çatalkaram çingenem diye şiir şiir sevendir. Gecenin bir yarısında mesaj atandır. Benimle alışverişe gelen, beni kuaför kapısında bekleyen, topuklu ayakkabı ile tanıştığım yıllarda dalga geçen, etekle nasıl oturulacağını, biri beni dansa kaldırdığında kaldıran kişiye göre nasıl davranacağımı öğretendir o. Sabahlara kadar balkonda benimle kahve içen, çok güldüğümüzde etraftan benimle beraber azar işitendir. Bazı şarkıları bana bakarak söyleyen, rakımı dolduran ilk erkektir, o...
Hayat, Aşk'ı ve Sevgi'yi yol boyu sürecek şekilde harmanlayıp bir yol arkadaşı karşıma çıkardığında; onunla nasıl yürüyebileceğimi bana doğduğum günden beri adım adım öğreten, gösterendir. Bana aşk dolu bir yuva kurma becerisini kazandıran, hayat arkadaşıma gerçek bir sevgi ve aşkla bağlanmamı sağlayandır o. 

ve bugün aşk'ı sevgi'ye çevirenler gibi kızıma da aşk'tan olmuş bir sevgiyle sarılandır...
Babamdır o...


Kızlarına onları kucaklarına aldıkları ilk günden beri aşkla bağlı olan, 
kızlarını onlara erkeklerden nasıl korunacaklarını değil onlarla nasıl yaşayacaklarını öğreterek büyüten tüm babaların ve babamın; 
bu değerli babaların kızlarına aynı sevgi ve aşkla bağlı olan 
güzel annelerin kıymetli oğullarının ve Gökhanımın günü kutlu olsun...

9 Şubat 2017 Perşembe

Huzursuzluk / Livaneli....


Adı çok yerinde kitaplardan... huzursuz biten, sonunun mutlu olup olmadığı belirsiz. İnsanoğlunun varoluşundan beri bitmeyen zulmü, anne karnında bedel ödemeye başlayan bebekler. İnsanlığını unutmuş kadınlar, acının ötesine geçenlerin ifadesiz ifadeleri... ve kocaman bir mozaik gibi tüm siyasi sınırların ötesinde herkese ait olan Mardin...
Batılı "gibi" yaşayan Doğuluların içindeki boşluk... görmesek de bildiğimiz insanların, sustukça ortak olduğumuz suçların huzursuzluğu...
Çok şey var kitapta. Kısa ve hızlı okunan bir kitap ama etkili. O bölgenin kahvesi mırraya benziyor. O kadar acı ve etkili ki daha fazla sürmemeli zaten.
Kitaplığınızın Livaneli kitapları bölümüne konulası, mutlaka okunası bir kitap ama baş köşe yine Mutluluk ile Serenad'ın...

Bol okumalı günler dileğiyle...