Bir karından dünyaya gelendir kardeş.. Ben bu yüzden annesi bir çocukları, kardeş görürüm hep.. Çünkü daha dünyaya gelmeden o karında başlar insanın insan olma yolculuğu... İçinde yer aldığın bedenin ruhu, yüreği, aklı geçer sana DNA lardan çok... aynı karından olanlar hayat bazen başkaymış gibi gösterse de er ya da geç bir olduklarını anlarlar.
Bu farkındalığa doğdukları andan beri sahip olanlar daha başka yaşar kardeşlik duygusunu... birbirinin aynası olmak nedir yaşarken öğrenirler.. Sesi, yetenekleri, karakteri, öncelikleri, fiziksel özellikleri bambaşka bile olsa öyle bir "aynılık" vardır ki aralarında kimseler bilemez. Birbirinin aynısı ve aynasıdırlar yani...
Bütün anıların, çocukluğun, unuttukların, unutamadıkların şifrelenmiştir kardeşinde.. başı olmayan sonu gelmeyen bir ırmaktır ve hayat bir ırmak gibi akarken ırmak yatağında kalan en ağır taştır kardeş. Irmak kurusa terk etmez...
Ben de çok şanslıyım ki önce annem babam, sonra hayat beni yalnız bırakmadı... Bir kardeş verdi kucağıma 2.5 yaşımda... O gün bugün "benim" dedim ona... Hangimiz büyük hangimiz küçük karıştırdık yıllar içinde... Severken, korurken, özlerken, sorun çıkartır veya çözerken abla oldum; sevilirken, korunurken, özlenirken, sorun çıkarırken kardeş...
Yıllar geçti, büyüsün istemedim aslında.. Ama büyüdü.. bugün 32 yaşını bitirmiş mesela takvimlere hadi canım diyorum.. O 18-22 arası bir yerlerde kalmış bende.. Hele 30'u geçmiş olması hiç mümkün değil kalbime sorarsan.. Şimdi karşımda bir koca adam..
Tarih 18 Nisan.. Hayatın ilk hediyesini aldığım gün bugün...
Ben 35 yaşındayım ama ilk hatırladığım şeyin annemle babamın o köşe odada "yakında kardeşin olacak" dedikleri an olduğunu düşünürsek 32 yıldır hayattayım...
İyi ki doğdun canımın içi..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder